Ziyaretçi

Selam ziyaretçi, Rina Roleplay forumuna hoş geldin. Rina Roleplay, Grand Theft Auto: San Andreasın multiplayer istemcisi "SAMP"ın, Türkiyedeki en büyük sunucusudur ve en büyük roleplay platformudur. Eğer Rina Roleplay forum üyeliğin varsa lütfen Giriş Yap veya üyeliğin yoksa hemen Kayıt Ol.

Shqiponjat of Stranger Park


Başlatan omnipotent, 03 Ocak 2025, 18:03:31
Okunma sayısı 2965 defa

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı omnipotent

Gold VIP
Instagram:
Discord:
RockstarTR:
Facebook:
Youtube:
Twitter:
Twitch:
Spotify:
Cinsiyet: Kadın
Köken: Alman
Son giriş: Oyunda
Toplam oynama: 224 gün, 11 saat
Shqiponjat of Stranger Park
« : 03 Ocak 2025, 18:03:31 »


Chapter 1: Bataklık İçinden, Ağaçlık Tepeye (2000 - 2005)



Erora Reufi, kartallar ülkesi olarak da adlandırılan Arnavutluk'ta, 18 Nisan 2000 tarihinde doğdu. Tek çocuk olan Erora, 50 metrekarelik mütevazı bir evde büyüdü, daha küçüklük yaşlarındayken annesinin yardımlarıyla temel Almancayı hızlıca öğrenmişti.

Babası Migjen, ilkokuldan sonra okulu bırakmış, hayat tecrübeleriyle yolunu bulmuştu. Arnavutluk'ta uzun zamandır yaşayan köklü bir aileden geliyordu. Annesi Bledina ise yüksek eğitimli ve akademik hedefleri olan bir kadındı. Almanya'dan Arnavutluk'a, kökenlerini keşfetmek ve bir akademik programa katılmak için gelmiş, burada Migjen ile tanışarak evlenmişti.

Erora, insanlardan uzak, asosyal bir çocuk olarak büyümekteydi. Buna neden olan şey ise daha çocukluk dönemlerindeyken ebeveynlerinin bir türlü anlaşamamaları ve kızları için almak istediği kararlar ile ilgili sıkça tartışmaları yüzünden hiçbir noktaya varamıyor olmalarıydı. Ayrıca babasının sabit bir geliri olmaması nedeniyle, geçimleri karısının Almanya'da yaşayan kardeşleri ve civarda yaşayan komşuların yardımlarıyla güç de olsa sağlanıyordu.

Bir gün tartışmalar fiziksel şiddete dönüştü ve annesi bu duruma daha fazla dayanamadı. Beş yıllık evliliklerinin sonunda boşanma kararı aldı. Bu karar, Bledina'nın akademik programını tamamladığı yıl gerçekleşti. Anne ve kız, babayı geride bırakarak Almanya'ya, Bledina'nın kardeşlerinin yanına taşındılar. Erora babasından tamamen ayrılmıştı. Böylece Erora'nın hayatında yeni bir dönem başladı.

Chapter 2: Yükselen Kartal (2005 - 2020)



Erora, 2005 yılında Almanya'ya vardığında, daha önce hiç karşılaşmadığı kültürel özelliklerle ve anadilinden tamamen farklı bir dilin konuşulduğu bir ortamla karşılaştı. İnsanların Almanca konuşma biçimi, onun için büyük bir merak ve hayranlık uyandırmıştı. Büyükannesi Zaharia'nın Hamburg'da bulunan geniş ve güzel evine yerleştikleri andan itibaren, babasının yokluğunu hissetmeyeceğini fark etmişti. Erora'nın buraya gelerek, onu derinden etkileyen psikolojik bir yükten kurtulması, "bataklık içindeki ağaçlık tepe" anlamına gelen bu şehrin adını doğrular nitelikteydi.

Annesinin yardımlarıyla edindiği temel dil bilgisi sayesinde kısa sürede Almanca öğrenmeye başladı. Bu yeni dünyada kendisini geliştirmenin yollarını aramaya koyulan Erora, kısa sürede iletişim becerilerini fark etti ve bu alanda kendini ilerletmeye karar verdi.

Zamanla birçok arkadaş edinen Erora, adeta bambaşka birine dönüştü. Derslerinde ortalama bir başarı yakaladı ve eğitimini sürdürürken Almanya vatandaşlığı için gerekli ikamet süresini doldurdu. Çifte vatandaşlık başvurusunda bulunarak Alman vatandaşlığına kabul edildi. Üniversite eğitimi için Freie Universität Berlin'i kazandı. Ancak bu üniversite Berlin'deydi ve Hamburg'dan her gün gidip gelmek onun için tam bir eziyet olacaktı. Bu nedenle, okula en yakın öğrenci yurduna yerleşme kararı aldı. Yurdun, hayatını kökten değiştirecek bir karşılaşmaya sahne olacağından habersizdi.

Yurttaki ilk gününde, kapıda görevli orta yaşlı güvenlik görevlisinin boynundaki çift başlı kartal dövmesini fark etti. "Yoksa o da Arnavutluk'tan mı?" sorusu aklında belirivermişti. Kısa bir sohbetin ardından adamın adının Rodajin Demachi olduğunu öğrendi. Bu karşılaşma, Erora'ya çocukluğunu geçirdiği Arnavutluk'u hatırlatmış ve içinde nostaljik bir his uyandırmıştı. Zamanla Rodajin'in, Almanya'da yaşayan diğer Arnavutlarla aynı evde kaldığını öğrenen Erora, onlarla birlikte yaşamaya karar verdi. İki dili de iyi bilmesi sayesinde iletişimde hiç zorlanmıyordu.

Rodajin, Erora'nın bu becerisini fark ederek ona evden çalışabileceği bir iş teklif etti: bir çağrı merkezi işi. Erora, hem Almanca hem de Arnavutça konuşarak insanlara lokasyon tarifi ve yönlendirmeler yaparak yardımcı oluyordu. Erora, içinde bulunduğu ağın farkında değildi, iş sürecinin ilk ayında konuşmalardan şüphelenmeye başlamıştı bile. Çağrı merkezi konuşmalarından birinde açıkça uyuşturucu ile ilgili bilgi isteyen bir kişiyle karşılaştı ve işin illegal bir tarafı olduğunu fark etti. Konuşmayı sonlandırır sonlandırmaz evi terk etmeye karar verdi; ancak bu, sandığı kadar kolay olmayacaktı.

Rodajin'in izin gününe denk getirdiği bu kaçış girişimi, onun dikkatinden kaçmadı. Erora, Rodajin ile yüzleşmek zorunda kaldı. Güvenlik görevlisi olarak tanıdığı bu adamın aslında kim olduğunu ve neyin parçası olduğunu bilmiyordu. Rodajin, işin illegal bir tarafı olmadığını iddia etse de Erora buna inanmadı. Rodajin, Erora'nın güvenini kazanmak ve onu susturmak için son çare olarak gerçeği açıklamaya karar verdi.

Rodajin, liderlik ettiği Arnavut çetesinin görünüşte basit ama derin ve karmaşık bir yapıyı yönettiğini itiraf etti. İlk başta Erora buna karşı çıkmış olsa da zamanla çetenin bir parçası haline geldi. İletişim becerilerini ve bilgilerini, tıpkı diğer çete üyeleri gibi, çetenin amaçları doğrultusunda kullanmaya başladı. Temiz bir görünüme sahip olmanın avantajlarını fark ederek, emlakçılık ve araç alım satımı gibi işlerle çetenin gelirlerini artırmaya katkıda bulundu. Bu sırada üniversite eğitimini aksatmadı ve mezuniyetinin ardından ailesine, özellikle de büyükannesi Zaharia'ya yardımlarda bulundu.

Annesiyle içli dışlı olmasına rağmen, elbette her şeyi annesine bir anda açıklayamazdı. Bir gün, annesi Bledina, eski bir aile dostu ve aynı zamanda çeteye dahil olan Asad Bajraktaric ile karşılaştı. Asad, 2000'li yılların başında Bledina'nın Arnavutluk'a yolculuk etmesine yardımcı olmuştu. Bu karşılaşma, Erora'nın annesine ağın gerçeklerini açıklayabileceği bir dönüm noktası oldu.

Chapter 3: Altın Kadeh'in Kırılışı (2020 - 2025)



Arnavut çete ağına dahil olan Bledina, kısa sürede çete içerisinde kendine sağlam bir yer edindi ve ilerleyen süreçte, organizasyonun en etkili isimlerinden biri haline geldi. Erora, çetenin yapılanmasını hızla geliştirerek Los Santos'ta büyük bir güç kazandı. Çetenin etkisi yalnızca yerel ölçekte kalmadı; ABD'nin Los Santos şehrinde birçok iş ağı oluşturdu ve büyük miktarda para akışı sağladı.

Ancak, hızlı yükseliş beraberinde tehlikeli hatalar da getirdi. Bu hataların en büyüğü, çetenin liderlerinden biri olan Erora'nın mahkemeye çıkarılmasıyla sonuçlandı. Yargılama süreci, Erora'nın suçlamaları kabul etmemesine rağmen müebbet hapis cezası almasıyla sona erdi. Bu olay, çetenin dönemsel olarak zayıflamasına ve liderlik boşluğu yaşamasına neden oldu.

Erora'nın tutuklanması, yalnızca çete için değil, ailesi için de büyük bir darbe oldu. Annesi Bledina, kızının tutuklanmasının ardından Arnavutluk'ta kalmanın artık bir anlamı olmadığını düşünerek ülkeyi terk etti. Kendi geçmişiyle yüzleşmek ve çeteyi yeniden organize etmek amacıyla Los Santos'a taşındı. Ancak bu yolculukta yalnız değildi; Arnavutluk'tan ve diğer ülkelerden eski ortakları ona eşlik etti. Los Santos'ta, Erora'nın kaybı altında toplanan çete, yeni yollar geliştirerek kaybettikleri gücü geri kazanma mücadelesine girişti.

Chapter 4: Kartalların Dönüşü (Günümüz)

Çete üyeleri arasında yapılan bir oylama sonucunda, Jefferson Mahallesindeki mevcut mülkler göz önünde bulunduruldu ve bu bölgeye yerleşme kararı alındı. Zamanla, Stranger Park'ta varlıklarını güçlendirip sağlamlaştırarak, ilerleyişlerine devam etmektedirler.

Bu hikaye ve tanıtım, yazar @omnipotent'in izni olmadan paylaşılamaz veya kullanılamaz.
2
2

Çevrimdışı omnipotent

Gold VIP
Instagram:
Discord:
RockstarTR:
Facebook:
Youtube:
Twitter:
Twitch:
Spotify:
Cinsiyet: Kadın
Köken: Alman
Son giriş: Oyunda
Toplam oynama: 224 gün, 11 saat
Ynt: Shqiponjat of Stranger Park
« Yanıtla #1 : 03 Ocak 2025, 18:05:48 »
Oluşuma katılım için oyun dışı alımlar açık. Bana ileti yoluyla ulaşarak roleplay geçmişinizi ve Discord adınızı belirtmeniz yeterlidir.
(Size olumlu ya da olumsuz bir geri dönüş yapılacaktır.)

Ayrıca, Stranger Park'a gelerek rollerimize her zaman eşlik edebilirsiniz.


Çevrimdışı omnipotent

Gold VIP
Instagram:
Discord:
RockstarTR:
Facebook:
Youtube:
Twitter:
Twitch:
Spotify:
Cinsiyet: Kadın
Köken: Alman
Son giriş: Oyunda
Toplam oynama: 224 gün, 11 saat
Ynt: Shqiponjat of Stranger Park
« Yanıtla #2 : 03 Ocak 2025, 18:06:11 »
#rezerve

Çevrimdışı kontrakaptan

Gold VIP
Instagram:
Discord:
RockstarTR:
Facebook:
Youtube:
Twitter:
Twitch:
Spotify:
Cinsiyet: Erkek
Köken: Alman
Son giriş: Oyunda
Toplam oynama: 220 gün, 19 saat
Birlik: (Yok)
Ynt: Shqiponjat of Stranger Park
« Yanıtla #3 : 03 Ocak 2025, 21:33:55 »
Rollerimizi silah odaklı ve Realistlik açıdan en iyi şekilde yürütmeye çalıştığımız için rollerde gerçekleşebilecek olan olaylardan küçük bir rehber...
Tabanca Taşıma ve Kullanma/Bazı Kurallar


Şekil 1 - Tetik kilidi açık

Şekil 2 - Tetik kilidi takılıyor

Şekil 3 - Tetik kilidi takılmış

Temel kural:
“Silah boşken, dolu olduğu zamankinden daha tehlikelidir.”
Silah doluyken, insan dikkatli davranır. Silah boşken daha rahat davranır. Halbuki silahın boş olduğundan emin olunamaz. Her ne kadar emin olsak dahi, sanki doluymuş ve ateşe hazırmış gibi davranmamız gerekir.

Silahla asla şaka yapılmaz.
Her silah, ortalama üç yılda bir istem dışı ateş alır.
Her profesyonelin bile elinde silahın istem dışı patladığı görülmüştür. Silah kuruluyken ve namluda mermi varken, yere düştüğünde ateş alabileceği gibi, elde tutarken de horozun kendiliğinden düşmesiyle istem dışı ateş aldığı görülmüştür. Böylesi olaylara oldukça fazla rastlanmıştır; rastlanmaktadır. Bu husus hiç akıldan çıkartılmamalıdır.

Silahın namlusu asla canlıya çevrilmez.
Bu hususa, gene, silah boşken de riayet etmek gerekir. Silah, ister elde tutulurken; ister masanın üzerinde dururken, her an ateş alacakmış gibi kabul edilir ve namlusu canlılara doğru yönlendirilmez.

Silah, doldurulurken, boşaltılırken veya başkasına verilirken, namlusu mutlaka güvenli bir alana doğrultulur. Ateş alması halinde, mermi çekirdeğinin canlıya isabet etmeyeceği bir yöne çevrilmelidir.
Silah doldurulurken, parmak tetikten uzak durmalıdır.
Silah başkasına verilirken önceden mutlaka boşaltılmalıdır. Dolu silah verilmez.
Silah şarjörlü ise, kapak takımı açık olarak kilitlenir. Namlu içinde mermi olmadığı gözlemlenir (varsa çıkartılır). Şayet silah toplu (revolver) ise, topun içindeki mermiler boşaltıldıktan sonra, top yana açılmış vaziyette verilir. Silah bu durumda açıkken dahi başkasına verilirken, namlusunun canlıya dönük olmaması şarttır.

Atış sırasında, tetik çekildikten sonra silahın ateş almaması halinde, silahın yönü değiştirilmeden, 15 ila 20 saniye kadar beklemek gerekir. Zira nadiren de olsa, barutun geç ateş alması söz konusudur. Bu arada silahın yönünü değiştirirsek, kaza riskimiz vardır.
Silah boşken veya doluyken asla namlu ağzından içine bakılmaz.
Silah, namlusundan tutulmaz.
Parmak tetikte tutulmaz. Yalnızca ateş etmek için tetiğe dokunulur.
Asla suya ve sert yüzeylere ateş edilmez. Sekebilir ve tehlike yaratır.
Silah kullanılmadan önce namlu içinin yağı mutlaka kuru bir bezle silinmelidir.
Silah; geçici de olsa, kimseye verilmez.
Başkasına ait bir silaha el sürülmez. Özellikle çok iyi tanımadığımız bir kişiye aitse... Silahta parmak iziniz kalacaktır. Şayet o silahla, ya siz onu tutmadan evvel veya tuttuktan sonra bir yaralama veya öldürme söz konusu ise, yapılan araştırmada parmak izinize rastlanabilecek ve sorumlu düşmeniz ihtimali olabilecektir.
Evde bulundurulan silah, şayet şarjörlü ise kullanılabilir vaziyette bırakılmaz. Sökülür ve namlusu ayrı bir yerde muhafaza edilir. Zira eve gelmesi muhtemel yardımcının, veya bir misafir çocuğunun silahı kurcalaması söz konusudur.
Özellikle çocuklar ve henüz belli bir olgunluğa erişmemiş, eğitim almamış gençlerin silah merakı büyük bir tehlikedir. “Silahı kurmaya çocuğun gücü yetmez ki” diye düşünmek veya “Çocuklar buraya yetişemez” diyerek yüksek bir yere kaldırmak da yeterli değildir. Çocuklar, akla hayale gelmeyecek şeyler yapabilirler. Bu bakımdan eve bir çocuk veya bir genç gelmesi söz konusuysa, namlusu sökülerek ayrı bir yere kaldırılmış silah en güvenli şarttadır. Evlere hırsız girmesi ve silahınızı çalması da söz konusudur. Sizin silahınızla meydana gelebilecek bir yaralanma başınıza büyük işler açar. Ancak namlusuz bir silah sorun çıkartamaz. Şayet silah revolver ise, namlu sökülemeyeceğinden mutlaka bir kasaya kilitlenmelidir. Mermiler ise ayrı bir dolapta kilitli bulundurulmalıdır. Silahla mermi aynı ortamda bulunmamalıdır.
İstenmeyen kişiler tarafından kullanılmasını engellemek için tetik kilitleri de mevcuttur (Şekil-1, 2, 3). Tetik kilidiyle koruma altına alınmış dahi olsa silahın boş olması ve mermilerden uzak bir yerde bulunması gerekli bir tedbirdir.

Güvenli alan nedir?
Güvenli alan; silahın ateş alması halinde, mermi çekirdeğinin doğrudan veya dolaylı (sekerek) canlıya isabet etmesi kesinlikle mümkün olmayan alandır.

Açık arazide güvenli alan, toprak bir settir. Arkası sonsuza açılan boş bir arazi asla güvenli değildir. Zira herhangi bir setin, bir ağacın, bir çalı kümesinin arkasında, bir çukurun içinde; fark edemediğimiz birinin bulunması ve ateş ettiğimiz anda menzil içine girmesi söz konusu olabilir.

Yön olarak bir duvar seçimi de güvenli değildir. Zira silahın ateş alması halinde, çekirdek sert duvardan sekebilir. Bu durum son derece tehlikelidir. Çekirdeğin hangi istikamete doğru sekeceği hiç belli olmaz. Çünkü merminin bir de kendi ekseni etrafında dönüşü vardır. Genellikle sağa doğru döner. Duvara çarpan mermi kendi ekseni etrafında dönüşü sebebiyle yeniden hız kazanabilir. Bu bakımdan açık arazide, namlu, yüksek bir toprak sete çevrili olmalıdır ki, silahın ateş alması halinde çekirdek toprağa saplansın. Böyle bir toprak set yoksa, silah yere doğru tutularak doldurma-boşaltma işlemi yapılır. Zeminin gene toprak olması şarttır.

Kapalı alanlarda ise doldurma ve boşaltma işlemi yapmak sakıncalıdır. Zira her yan duvarlarla çevrilidir. Çekirdek sekebilir. Bu gibi durumlarda namlu, içi toprak dolu büyük bir saksıya doğru çevrilir. Saksı yoksa, duvara dayalı ahşap ve kapağı kapalı bir dolap aynı işi görebilir. (Dolabın içinde canlı bulunmadığından emin olunmalıdır. Özellikle çocuklar, oyun için, dolaba saklanmayı pek severler)

Namlu asla bir kapıya çevrilmemelidir. Kapıyı delip geçebilecek olan çekirdek, kapı arkasındaki bir canlıya isabet edebilir.

Şeytan nasıl doldurur?
Elbette silahı şeytanın doldurması söz konusu değildir. Silahı biz doldururuz. Bu tabirle anlatılmak istenen, silahın boş olmasına güvenilmeyeceğidir.

Bu “Şeytan doldurur” sözü genellikle şarjörlü tabancalar için kullanılmaktadır. Zira şarjörü çıkartılmış bir tabanca boş zannedilir fakat namlusunun içinde bir ihtimal mermi unutulmuştur. Tetik çekildiğinde bu mermi ateş alır. Bu sebeple çok kaza olmuştur ve olmaktadır. İşte “Silah boşken, dolu olduğundan daha tehlikelidir” denmesinin sebebi de budur. Ama her şeye rağmen, revolver tabancalar için de aynı düşünceye sahip olmamız gerekir. Zira topun içindeki mermileri boşaltırken, bir adedinin gözden kaçmış olması, az da olsa ihtimal dahilindedir.



İlk Kullanımdan Önce:
Toplum olarak heyecanlı ve aceleci bir yapımız var. Bir silah sahibi olur olmaz, bir an önce uygun bir ortama giderek atış yapmak isteriz. Halbuki önceden yapmamız gereken bazı işler vardır ve silah kullanımı sakin ve bilinçli olmayı gerektirir. Heyecan, sinirlilik, acelecilik gibi durumlar tehlikeyi de beraberinde getirir. Silah taşınması ve kullanılması mutlak bir eğitim ve disiplin işidir. Eğitimden ve disiplinden yoksun olan kişilerin mutlaka silahtan uzak durması gerekir.

O halde, öncelikle yapmamız ve yapmamamız gereken durumları kısaca gözden geçirelim:

Sökme-takma:
Silah sahibinin, kullanımdan önce silahını sökme ve takmasını öğrenmesi gerekir. Zira her silah atış öncesinde ve sonrasında mutlaka temizlenmelidir. Bunun için de mekanizmanın tamamen sökülmesi gereklidir. Sökme ve takma sırasında namluda mermi olmadığından emin olunmalıdır.

Her silahın farklı bir mekanizması olması sebebiyle sökülmesi ve takılması değişik şartları içerir. Bu bilgileri, silahı aldığımız kişi veya kurumdan öğrenebileceğimiz gibi, Emniyet Teşkilatından veya Silah Atış Poligonları yetkililerinden de öğrenebiliriz. Bu hususta yardım almak için mutlaka ehliyetli kişi veya kurumları aramak gerekir. “Ben bilirim” diyen kişilerden de uzak durulmalıdır. Bu da bir eğitim ve disiplin işidir.

Doldurma-boşaltma:
Silaha mermi doldurulması ve boşaltılması yalnız ve güvenli bir ortamda yapılmalıdır.

Şarjörlü tabancalarda:




Dikkat edilmesi gereken en önemli husus, şarjörün (Şekil-1) tıka basa doldurulmamasıdır. Şarjörün alabildiği kadar mermiyle doldurulması, mermileri itecek olan yayın sıkışması anlamını taşır. Uzun süre bunca baskı altında duran bir yayın bir de sonuna kadar sıkışması, mermilerin rahat hareket etmesini önleyebilir. Kullanım sırasında namluya yeni mermi yüklemesine engel teşkil edebilir. Bu sebeple şarjöre konulacak mermi sayısı, kapasitesinden en az 1 eksik olmalıdır.

Toplu (Revolver) tabancalarda:
Topun bütün gözlerinin dolu olmasında teknik açıdan bir sakınca yoktur. Ancak silah üzerimizde değilken, topun yana açılmış olarak ve içinde mermi olmaksızın bırakılması güvenlik açısından gereklidir (Şekil-2).

Toplu silahlarda emniyet mandalı olmadığından, bazı kişiler bir mermi eksik koyarlar ve boş olan yuva, tetik çekildiğinde namlunun önüne gelecek şekilde topu ayarlarlar. Bu şekilde, tetiğin ilk çekilmesinde silahın ateş almasını önlerler. Böylece kısmi bir emniyet sağlanmış olduğu düşünülür.

Gerekli malzemeler:
Silah sahibi olduktan hemen sonra bazı malzemeler edinmemiz gerekir:

Taşıma kılıfı:
Şayet silah taşıyacaksak, bunu usulüne göre yapmamız gerekir. Yani bir kılıf almamız... Pantolonun kemerine silah sıkıştırmak ciddiyetten uzak olunduğunu gösterir. Böylesine bir davranış, en hafif tabiriyle görgüsüzlüktür. Daha sert ifadeler kullanılması da yersiz sayılmaz. Bu bakımdan bir taşıma kılıfı edinmemiz gerekmektedir.

Taşıdığımız silahın, çevre tarafından görülmesine engel olacak bir tarz seçmemiz gerekir. Aksi halde saygınlığımızı yitiririz. Esasen hukuken de taşınan silahın çevreye gösterilmesi, teşhir edilmesi suç teşkil eder. Bu bakımdan seçilecek kılıfın kıyafetimizle uygun olması, silahın üzerimizde görünmesini mümkün olduğu kadar engellemesi şartı aranır. Yazlık ve kışlık kıyafetle kullanılacak kılıflar farklıdır. Bu bakımdan, yaz ve kış, devamlı silah taşıyacaksak, birden fazla kılıfımız olması gerekecektir.

Silah kılıflarının; pantolonun bel kemerine, gömlek altına, ceket altına takılan çeşitleri vardır. Ceket giyeceksek; omuzdan atkılı, koltuk altı kılıfı seçilebileceği gibi, pantolon kemerine takılacak kılıf da seçilebilir. Ceket giymeyeceksek; iç çamaşırı üstüne, askısız, vücuda sarılan, yelek şeklinde kılıf kullanabileceğimiz gibi, gene pantolon kemerine takılan kılıfı da seçebiliriz. Ancak, pantolon kemerine takılacak kılıfı seçersek, bu kılıf, pantolonun iç kısmında duracak şekilde takılmalı ve mutlaka gömleğimiz dışarı sarkarak silahı örtmelidir. Yani bu durumda gömlek, pantolon içine sokulmamalıdır. silahın herhangibir patlama sonucu size büyük zararlar verbilir.ve bu konuda dikkatli olunması şarttır.

Temizleme takımı:
Daha önce de değindiğimiz gibi, her atıştan önce ve sonra silahın temizlenmesi gerekir. Bu temizleme işlemleri bazı basit araçlarla yapılmaktadır. Her silahın çapına göre temizleme takımı vardır. Bir çapa göre olan temizleme takımı, diğer bir çaptaki silahı temizlemeye yaramaz. Her çap için ayrı bir temizleme takımı gerekir. Temizleme takımı genellikle namlunun içini temizlemek için fırçalardan oluşur. Bu fırçalar, saplarına bağlı olduğu noktada sağa sola dönebilmelidir. Namlunun içinde ileri ve geri hareket ettirilirken, yiv ve setlerin döngülerine uyum sağlayarak dönebilmelidir. Fırçalar kıl ve sarı (pirinç) malzemelerden yapılmışlardır. Normal olarak kıl fırça kullanımı temizlik için yeterlidir. Sarı fırçalar, kıl fırçayla yapılan temizliğin yeterli olmaması halinde kullanılırlar.

Silah muayenesi
Kullanımdan önce silah namlusunun yağsız olduğundan emin olunmalıdır. Zira namlusunun içi yağlı bir silahla ateş etmek tehlikelidir! Namlu dağılabilir. Çekirdeğin namlu içindeki sürtünmesiyle meydana gelen ısı; ve/veya barutun yanmasıyla meydana gelen ısı; ve/veya barutun yanmasıyla meydana gelen gazların yağla etkileşimi sonucu namlunun patlayarak dağılacağı söylemi yaygındır. Kimyasal ve/veya fiziksel olabilecek bu olgunun nedenlerini bilmemekteyim. Ne var ki kesin kural olarak, her atıştan önce silahın sökülerek, namlusunun içinin ve dışının kuru bir bezle silinmesi şarttır. Namlu içinde “Yiv” ve “Set” olarak tanımlanan döner kanallar vardır. Bu kanalların arasında yağ veya nem kalmayacak şekilde temizlenmesine özen gösterilmelidir.

Silah boşken tetik çekilmez
Silahı yeni aldığımızda, ve silah boşken, merak ve heyecanla hemen tetik çekeriz. Hem de peş peşe... En büyük hatayı burada yaparız. Zira horoz düştüğünde iğneye vurur. İğne ise karşısında merminin kapsülünün bulunduğu yumuşak bir pirinç parçayla karşılaşmak ister. Halbuki silah boş olduğundan, iğnenin horozdan aldığı darbe tek taraflı kalacak ve iğnenin ucu boşta kalmanın etkisiyle kırılma riskine girecektir. Yumruk attığımızda, karşımızdakinin çekilmesi halinde yumruğumuzun boşta kalmasıyla geçirdiğimiz sarsıntı ve omzumuzun acıması gibi... Silahımızın zarar görmesini istemiyorsak, boş silahla tetik çekmemeliyiz. Elbette birkaç denemeyle bir şey olmaz ama sakıncalıdır.


 

Tabanca Taşıma ve Kullanma/Silah, Çeşitleri ve Seçimi
 
Silah, Çeşitleri ve Seçimi:


Silahlar (tabancalar), mermi muhafaza bölümlerine göre şarjörlü veya toplu (revolver) olarak adlandırılırlar. Ayrıca kullanılan mermilerin çaplarına göre sınıflandırılırlar.

Şarjörlü tabancaların kendine göre; toplu tabancaların da kendilerine göre avantaj ve dezavantajları vardır.

 

Şarjörlü tabancalar:
Şarjörlü tabancaların emniyet kilidi vardır. Emniyet kilidi kapalı olsa dahi, namlu canlıya çevrilmez. Her ne kadar adı “Emniyet kilidi” de olsa, silaha güven olmaz. Neticede bir makinedir ve her an mekanik bir aksaklık söz konusudur. Emniyet kilidi sadece bir miktar emniyettir. Güvenilmez. Şarjörlü tabancalar, toplu tabancalara göre daha fazla mermi alırlar. Mermi alış miktarları 6+1’den 15+1’e kadar değişir.

+ (artı) ne demektir?
Şarjörün aldığı miktardan 1 fazlası demektir ki bu mermi de namluya sürülen mermidir.

Toplu (revolver) tabancalar
Toplu tabancalar zannedildiğinin aksine mekanizmaları dolayısıyla yarı otomatiklerden daha basit ve tehlikeli silahlardır. Herhangi bir düşürme ve benzeri durumda ateş alma özelliği vardır.

Çaplar:
Bazı tabancaların çapları kalibre (Cal) cinsinden, bazılarınınki de mm cinsinden ifade edilirler. Kalibre, 1 İnç’in %10’udur.

mm cinsinden ifade edilenler 6, 35 mm, 7,65 mm, 9 mm gibi.

Kalibre cinsinden ifade edilenler 22 Cal, 32 Cal, 38 Cal ve 44 Cal gibi.

Bunların kaç milimetreye eşdeğer olduklarını hesaplamak için belirli bir kalibreyi 0,254 ile çarpmak yeterlidir.

Örnek: 38 kalibrenin kaç mm’ye eşdeğer olduğunu anlamak istersek; 38 x 0,254 = 9,652 mm buluruz.

Kalibre cinsinden ifade edilen silahlar genellikle Toplu (Revolver) tabancalardır. Şarjörlü tabancalar ise genellikle mm cinsinden ifade edilirler.

357 Magnum olarak tabir edilen silahların mermi çapları 38 kalibre olup, 38 kalibre mermiye göre barut hakkı daha fazla ve mermileri 38 kalibreye göre daha uzundur. 357 Magnum bir silahta 38 kalibrelik mermi kullanımı mümkün olup bunun tersi mümkün değildir. Yani 38 kalibrelik bir silahta 357 Magnum mermi kullanılamaz.

Menzil ve hız:
Menzil; “Azami menzil” ve “Etkili menzil” olarak iki türlü tanımlanır. Azami menzil; merminin ulaşabileceği en uzak mesafedir. Etkili menzil ise, merminin öldürücü tesirinin olduğu en uzak mesafedir.

Her mermi namluyu terk ettikten sonra belli bir mesafe düz (düz kabul edilecek kadar az bir sehim [sarkma] yapar) gider, daha sonra düşmeye başlar. Düşmeye başlamasıyla birlikte öldürücü etkisini de kaybeder.

Mermiler, namludan belli bir hızda çıkarlar. Hızları ve menzilleri; silahın namlu uzunluğu, merminin çapı ve merminin barut hakkına göre değişim gösterirler. Meselâ, 357 Magnum mermisi 38 kalibre olmasına rağmen, menzili 38 kalibreye göre daha fazladır. Zira kovandaki barut miktarı 38 kalibre mermiden daha fazladır.

Silahların namluları uzadıkça ve mermilerin çapı büyüyüp çekirdeğin ağırlığı arttıkça hızları da menzilleri de artar. Kabaca bir bilgi vermek gerekirse; 9 mm’lik bir Parabellum mermisinin çekirdeği 8,1 gr civarında olup, 365 m/s bir hıza sahiptir. 357 Magnum 10,35 gr civarında olup 425 m/s hıza sahiptir. 44’lük Magnum ise 15,65 gr bir çekirdeğe sahip olup hızı 445 m/s’dir.

Tesirli menzilleri ise, silahın namlu uzunluğuna göre, 300 m ila 600 m arasında değişir.

Silah seçimi:
Silah seçilirken dikkat edilmesi gereken en önemli husus, silahın çeşidi değil, elimize oturup oturmadığıdır. Elimizle tam kavrayamadığımız bir silahla sağlıklı atış yapamayacağımız ortadadır. Bu bakımdan tercihimiz olan silahların elimize ne kadar oturduğunu tetkik etmeliyiz. Ellerimiz küçükse veya parmaklarımız kısaysa, kalın kabzalı bir silahı tam kavrayamayız ve sol işaret parmağımız tetik muhafazasının önüne ulaşamaz.

Bunun tam tersi, parmaklarımız uzun ve elimiz büyükse; küçük ve dar kabzalı bir silahı elimizle gene tam kavrayamayız.

Şu halde seçimimizi yaparken, sağ ve sol ellerimizin kabzayı tam olarak kavrayarak, silahın güvenle elimize oturduğunu, sol elimizin de, sağ elimizi kavrayarak, işaret parmağının tetik muhafazasının önüne geçebildiğini ve rahatça kavradığını hissetmeliyiz (Şekil 2). Şayet parmağımız bu noktaya erişemiyorsa, parmağımız kısa veya silahın boyu elimize göre uzun demektir. Böyle bir silahı seçmemeliyiz.

İşaret parmağımızın ucu tetiğe rahatça dayandığında, parmağımızın iç yüzünün kabzaya sürtünmemesine dikkat ederiz (Şekil 1). Şayet sürtünüyorsa, seçtiğimiz silahın kabzası elimize göre geniş; veya, parmağımız kısa demektir. Bu durumda kabzası daha dar bir silah seçmek zorundayız demektir.

Aksi halde çok beğenerek alığımız silahımız, tehlikeli bir oyuncaktan öte geçemez. Ne kadar çalışma yaparsak yapalım, iyi bir atıcı olma şansımız yok demektir.

Çap:
Genel olarak tabancaları saldırı amaçlı ve savunma amaçlı olarak ayırabiliriz. Her silah ölümcül olmakla beraber, çapı büyüdükçe hayat hakkı tanımaz hale gelir. Bu bakımdan 9 mm ve 38 kalibre ile bu çapların üstündeki çaplarda olanlara “Durdurucu” denir. İnsanın ölümcül bölgelerine değil de bu bölgelerin yakınlarına dahi isabet etse, öldürücü etki gösterirler. İsabet almış kişiler, karşı saldırıda bulunma şansını o anda kaybettikleri için bu çaplar ve üstündeki çaplara “Durdurucu” denmiştir.

Büyük çaplı silahların, çelik yeleğe rağmen öldürücü etkisi söz konusudur. Çelik yeleği delemezse de, kalp çevresine isabet etmiş bir mermi, meydana getirdiği sert darbe neticesinde kalbin ritmini bozarak ölüme sebebiyet verebilir.

Büyük çaplı silahların, ateş edildiğinde tepmeleri yüksektir. Bu bakımdan spor amaçlı kullanılmaları pek anlamlı değildir.

Daha küçük çaplardaki silahlar ise; mermilerinin isabet ettiği kişilerde, mermi doğrudan öldürücü bölgeye, yani kalp, şah damarı, atardamar gibi bölgelere gelmemişse, yalnızca iç kanamaya sebebiyet verirler. Yaralının kısa sürede hastaneye kaldırılıp müdahale edilmesi durumunda hayat kurtarılabilir. Bu silahlar (Küçük çaplı) genellikle savunma ve sportif amaçlar için tercih edilirler. Çünkü savunmada amaç öldürmek değil, saldırganı etkisiz hale getirmektir. Tepmeleri fazla olmadığından spor amaçlı kullanıma da daha uygundurlar.

Tip:
Silah seçiminde diğer husus, “Şarjörlü” veya “Toplu” tabanca seçimidir. Burada gene amaç önemlidir.

Her ikisinin avantaj ve dezavantajlarını gözden geçirelim ve seçimimizi ona göre yapalım:

Toplu tabancalar yalnızca 6 mermi alırlar. Namluda mermi bulunmaz. İlk atışta kurmaya ihtiyaç yoktur. Tetik çekildiğinde ateş alır.
Şarjörlüler ise 7 taneden 15 taneye kadar değişen miktarlarda mermi alırlar. Bir de namluya sürersek +1 olurlar. İlk atıştan önce mekanizmayı kurarak mermiyi namluya sürmek gerekir.
Toplu tabancalarda 6 adet mermiyi kullandıktan sonra topun içinde kalan boş kovanları topun ön eksenindeki iticisi vasıtasıyla dışarı atmak ve yeniden doldurmak (Topun içine mermileri tek tek yerleştirmek) zaman alır. Bu sakıncası sebebiyle bir çözüm üretilmek istenmiş ve aksesuar olarak topa benzer altılı bir yuva üretilmiştir. Bu yuvaya vaktiyle yerleştirilmiş mermiler, topa yaklaştırılarak itildiğinde bir defada 6 mermi birden topa girmektedir. Ancak bu yaklaşım da pek pratik olmadığından çokça kullanılmamaktadır.
Şarjörlü tabancalarda, mermiler şarjörlerin içine vaktiyle yerleştirildiğinden, silah boşaldığında bir parmak hareketiyle boş şarjör dışarı atılır, yenisi tek bir hareketle yerine sürülür. Silahı yeniden kurmaya da gerek yoktur. Son merminin de atılmasından sonra açık kalan kapak takımı, başparmağın bir hareketiyle yerine otururken yeni mermiyi de namluya sürer. Silah atışa hazırdır. Çok sayıda mermi atışı gerektirecek durumlarda tercih edilmelidirler.
Toplu tabancalarda atış sırasında, herhangi bir sebeple merminin ateş almaması halinde, atışa devam edip tetiği yeniden çektiğimizde, topun dönmesiyle horozun karşısına yeni bir mermi geldiğinden atış garantidir. Mekanizma sıkışması veya tutukluk söz konusu değildir.
Şarjörlülerde ise, tetik çektiğimizde mermi ateş almazsa, mekanizmayı yeniden kurarak ve namludaki mermiyi dışarı atarak, yeni mermi sürmek suretiyle ancak ikinci defa atış şansını elde edebiliriz. Ne var ki bazen bu da mümkün olamaz; mermi, namlu ile kapak takımı arasına sıkışıp kalabilir. Bu durumda bakım yapılıncaya kadar silah atış dışı kalır.
Toplu tabancalarda emniyet yoktur. Tetiğin her çekilişinde silah ateş alır. Dolu bir silahı, ilk atış için kurmaya gerek yoktur. Ancak tetiği çekerken; tetik, horozu da kuracağından parmağın bir miktar kuvvet harcaması gerekecektir. Harcanan bu kuvvet yüzünden el oynar ve hedef şaşar. Bu sakıncayı ortadan kaldırmak için, her ateşten önce horozu kurmak yararlıdır. Horoz kurulduktan sonra, tetiğe küçük bir kuvvet uygulanması horozu düşürecek ve silah ateş alacaktır. Ancak bu işlem bir vakit kaybıdır. Hedefe art arda ateş etmek gerektiğinde ya her atış için zaman kaybederek horozu kurup hedefi şaşmamak; ya da zaman kazanmak için horozu her sefer kurmadan peş peşe tetiği çekerek hedefe isabet ettirmeyi riske etmek gerekecektir.
Şarjörlü silahlarda ise durum farklıdır. Silah doldurulduktan sonra, kapak takımı tabir edilen mekanizmayı bir defaya mahsus geri çekip bırakarak kurmamız gerekecektir. Bu sayede ilk mermi de namlunun içine girecektir. Kapak takımı geri çekilirken horoz da kurulmuştur. Tetiğe hafif bir basınç uygulamakla horoz düşecek, silah ateş alacaktır. Her atıştan sonra geri tepen kapak takımı, geriye gelerek horozu kendiliğinden kuracak ve yayın etkisiyle tekrar yerine dönerken mermiyi de namluya sürecektir. Bu bakımdan art arda yapılacak atışlarda vakit kaybetmeden, parmağa fazla kuvvet uygulamadan, hedefi pek şaşmadan vurabilmek imkânı toplu tabancalara göre daha fazladır. Ancak burada unutmamak gerekir ki, silah ateş aldıktan sonra tepkime nedeniyle elimiz gene sallanacak ve ikinci atış için hedefe yeniden nişan almak gerekecektir. Ama gene de toplu tabancalara göre seri atışlarda isabet şansı daha yüksektir.


 
Tabanca Taşıma ve Kullanma/Antrenman ruh hazırlığı:
Silah atışında, her sporda olduğu gibi, hatta daha fazla ruh sağlığına sahip olmamız lâzımdır. Atış öncesi, sinirli ve yorgun olmamamız gerekir. Gün boyu iş hayatının yorgunluğu üzerine “Hadi, şöyle bir atışa gideyim de dinleneyim” demek kadar sakıncalı bir durum daha düşünülemez. Veya “Bugün sinirlerim çok bozuk! Biraz silah atışı yapayım da, stres atayım” düşüncesiyle atış yapılmaz.

Silah atışı için mutlaka sakin bir gün ayarlamalı, huzurlu, telaşsız bir zaman ve ortam seçilmelidir. Bu spor, ancak dinlenmiş bir vücut ve kafa yapısıyla yapılır. Araba kullanmayla kıyaslayacak olursak; nasıl ki yorgun veya uykusuzken direksiyon başına oturmak sakıncalıysa, silah atışı yapmak da o derece, hattâ daha fazla sakıncalıdır.

Silah hazırlığı:
Atış antrenmanları mutlaka nizami poligonlarda yapılmalıdır. Buralarda mermi sekmesi ve diğer birçok sebeplerden kaynaklanabilecek kaza riskleri en aza indirilmiştir. Poligon haricinde antrenman tavsiye edilmez.

Poligona gelmeden önce silah bakımımız yapılmış, özellikle namlunun iç kısmı yağlardan temizlenmiş olmalıdır.

Poligonda, ancak atış departmanının kabinine girdikten sonra silahımızı çıkartırız. Daha önce silahımız muhafazasında bulunmalıdır.

Atışlar beşer mermi ile yapılır. Bu bakımdan silahımızın içine yalnızca 5 adet mermi koyarız.

Serbest atış:
Serbest atış; çift el veya tek elle yapılır.

Vaziyet alma:
Atışa hazır oluncaya kadar parmak tetiğe uzatılmamalı, tetik muhafazası yanında durmalıdır.

Çift elle:

Şekil 1 - Tabanca tutuş şekli
Serbest atışlarda hedef harekesizdir.

Silahı kurarız. (Revolver tabancaysa horozu kaldırırız; şarjörlü tabancaysa kapak takımını çalıştırarak namluya mermiyi süreriz.). Bu andan itibaren artık hiçbir nedenle elimizdeki silahı hedefin dışında bir yöne çevirmeyiz.

Sol ayağımız hafifçe önde; iki ayağımız arasında 1 karıştan biraz fazla mesafe olacak kadar açıkta duracak şekilde yere sağlam basarız.

Silahı sağ elimize alırız. Sağ elimizin 3 parmağı kabzayı kavrarken, işaret parmağımız tetiğin üzerinde; ancak tetiği saracak şekilde değildir. Tetik, işaret parmağımızın ucuyla ilk boğumu arasındaki mesafeye dayanacak şekildedir. Bu durumda, tetiğe uzanan parmağımızın iç yüzeyi kabzadan uzaktadır. Yani kabzaya temas etmez. Bu tutuşta, tetik ezilirken parmağın hareketi, kabzaya temas etmediği için, silahın oynamasına ve hedefin şaşmasına sebebiyet vermez.

Başparmağımız kabzanın sol yanında ve hedefi gösterir yöndedir (Şekil 1).

Sol elimizin işaret parmağı ve başparmak hariç, diğer üç parmağımızla, kabzayı kavramış elimizin üstüne sararız. Başparmağımız, kabzanın sol tarafında; sağ elimizin başparmağının altında, ve ona hafifçe dayanacak şekilde ve hedefi gösterir konumdadır. Sol elimizin işaret parmağı ise tetik muhafazasının önüne yerleştirilir. Bu şekilde, sağ elimiz silahın ağırlığını taşırken ve sol elimiz de, sağ elimizin sallanmasını engellerken, işaret parmağımız da namlunun yönünü sabit tutmamızı sağlar.

Ellerimizle silahı fazla sıkmamalıyız; fazla da gevşek tutmamalıyız. Bunun için şöyle bir benzetme yapılır:

“Silahı, elinizde kuş tutar gibi tutmalısınız. Gevşek tutarsanız kuş kaçar; çok sıkarsanız ölür.”

Silahı bu şekilde kavradıktan sonra, kollarımız ön aşağı doğru, vücudumuzla yaklaşık 15 derecelik bir açı yapacak şekilde vaziyet alırken, arpacığı gezin içinde görecek şekilde ayarlarız. Bu işlemler sırasında elimiz tetik üzerinde değil, yanında durur.

Atışa hazırlanırken kollarımızı belli bir açıyla tutmamızın sebebi, silahın kazara ateş alması durumunda, merminin, geri sekmeyecek bir durumda olmasını sağlamak içindir.

Tek elle:
Bu durumda silahı tutuşumuz farklıdır. Sağ elimize alarak kavradığımız silahı, bu defa gövdemize dik değil, sol-sağ omuz hizamızda (tamamen sağ yanımıza doğru) tutarız. Bu tutuştaki amaç, gez ve arpacığın gözümüzden olabildiğince uzaklaşmasını sağlamaktır. Başımızı sağ tarafımıza çevirerek nişan alırız.

Bu durumda, çift elle atışa göre elimiz daha fazla titreyecek ve daha fazla gezinecektir.

Nefes:
Kollarımızı dik bir şekilde ve yavaşça yukarı doğru kaldırırken yavaşça nefes almaya başlarız. Bu kaldırma hareketi sırasında, gözümüzle, arpacığın, devamlı gez içinde kalmasına gayret ederiz. Bu esnada kollarımız, vücudumuzdan hedefe doğru dik olarak çizdiğimiz hayalî bir çizginin üzerinde olmalıdır; gövdemize göre ne sağ tarafa ne de sol tarafa kaçmış olmalıdır.

Silah göz hizasına kadar kalktıktan sonra, nefesimizi tutarız. Nefes alırken öyle ayarlamalıyız ki, silah aşağıdayken nefes almaya başlamalı ve silah tam göz hizamıza geldiğinde nefes alışımızı tamamlamış olmalıyız. Ciğerlerimize aldığımız hava ne çok, ne de az olmalı. Derin nefes almış olursak da, az nefes almış olursak da, nefesimizi yeterli süre tutamayız ve dikkatimiz dağılır. Bu beceri de çalışmayla kısa sürede kazanılır. Nefes alma ve tutma çok önemlidir.

Nişan alma:
Serbest atışta tek göz ile nişan almanın sakıncası yoktur. İki göz açık olarak atış; hareketli atışta lâzım olacaktır. Gene de alışkanlık elde etmek için, iki göz açık olarak atışı tercih etmekte yarar vardır.

Silah artık göz hizamızda ve arpacık, ‘gez’in içindedir. Ancak bu yeterli değildir. Gezin içinde duran arpacığın üst hizası, gezin en üst hizasında olmalı; arpacıkla gez arasında sağ ve sol yanlarda kalan boşlukların mesafesi de eşit olmalıdır. Böylelikle gez ile bütünleşmiş olan arpacık, hedefe yöneltilir.

Elimiz artık tetikte ve tetik düşürmeden önce bu vaziyette en fazla 10 saniye kadar durularak hedef bulunmaya çalışılır. Şayet bu zaman içersinde karar vererek tetik düşürememişsek, atış ertelenir. Kollarımızla silah aşağı doğru ve vücudumuzla 15 derecelik bir açı yapacak şekilde yavaşça aşağı indirilerek atış öncesi konuma gelinirken nefes bırakılır.

Bu vaziyette yeterince beklenirken birkaç defa derin nefes alınır verilir; kollar dinlendirilir. Yeterince dinlendiğimize inanınca nefes alma ve nişan alma hareketleri tekrarlanır.

Nişan alınırken, tetik düşürmede bazen kararsızlık geçirme söz konusudur. Bu sebeple dinlenme hareketine birkaç defa geçmekte sakınca yoktur.

Nişan almada yardımcı etkenler
Optik derinlik sağlayıcı

Optik derinlik sağlayıcı

Yapısı itibariyle göz; ya yakına veya uzağa net yapar. Aynı anda hem uzağı ve hem de yakını net görmek genellikle pek mümkün değildir. Oysa nişan alırken gez ve arpacık bize yakın; hedefse uzaktır. Gözümüzü gez ve arpacığa net yapsak, hedefi bulanık görürüz. Uzağa net yaparsak, gez ve arpacığı bulanık görürüz.

Bu durumda; yardımcı araç kullanmıyorsak hangi şartı seçmemiz gerekir? Elbette gez ve arpacığı net görmeyi seçmemiz gerekir; hedefi değil!. Zira nişan almada silahta yapacağımız ufak bir hata hedefe olan mesafe oranında büyüyecektir ve hedefte sapma çok büyük olacaktır.

Yardımcı araçlar kullanarak bu sakıncayı ortadan kaldırmamız da mümkündür. Şayet gözümüz sağlıklı değil de dereceli gözlük kullanıyorsak, gözlük üzerine takılan diyaframlı optik bir derinlik sağlayıcı aygıt kullanabiliriz. Aksine, gözümüz sağlıklı ve dereceli gözlük kullanmıyorsak, kendimize düz camlı bir gözlük yaptırarak, diyaframlı optik derinlik sağlama aygıtını onun üzerine takabiliriz.

Optik derinlik sağlayıcı nedir?:

Gözlük camının üzerine takılan, fotoğraf makinesinin diyaframı gibi, elimizle çapını büyütüp küçültebileceğimiz bir diyaframa (deliğe) sahip mekanizmadır (Şekil 2, 3). Bu küçültülmüş delikten baktığımız zaman, hem yakını, hem de uzağı ayna anda net görme imkânına sahip oluruz. Delik ne kadar küçültülürse, o oranda yakın ve uzağı aynı anda net görebiliriz.

“Görme netliğinde derinlik” dediğimiz şey, yakın ve uzak arasındaki net görebildiğimiz mesafenin uzunluğudur. Net alanın derinliğidir. İşte optik derinlik sağlama aygıtı dediğimiz mekanizma bize bu imkanı sağlayarak, yakınımızdaki gez ve arpacıkla birlikte, uzaktaki hedefin aynı anda net görünmesini sağlar; net alan derinliğini artırır.

Derinlik nasıl artıyor?:

Görme bozukluğu olan kimseleri, gözlük kullanmadığı durumlarda dikkatle izlersek, aydınlık bir ortama çıktıklarını veya daha kuvvetli bir ışık aradıklarını görürüz. Bunun sebebi, aydınlık bir ortamda, göz bebeğinin küçülmesi, yani diyaframın kısılması sebebiyle netlik derinliğinin artmasıdır. Daha açık bir ifadeyle, göz bebeğinin küçülmesi (gözün diyaframının kısılması), derinliğin artması sebebidir. Bu da demektir ki, gözümüzün diyaframını kısarsak, göz bozukluğuna rağmen netliğin artışını sağlarız.

Yurt dışında bu tür optik araçlar satılmaktadır. Yurt içinde olup olmadığını bilmiyorum. Ancak böyle bir aleti temin edemezsek de üzülmeyelim. Çok basit bir çaresi var.

Önce şöyle bir deney yaparak konuyu daha iyi anlayalım:

Loş bir ortamda elimize bir kalem alalım. Kalemin ucu yukarıda olacak şekilde, gözümüze bir karış mesafede tutalım. Tek gözümüzle bakarak, bu kalemin ucuna denk gelen uzaktaki bir cisme bakalım. Uzaktaki cismi net gördüğümüzde, kalemin ucunu bulanık göreceğiz.

Şimdi, duruşumuzu bozmadan, gözümüzün önüne, daha önceden hazırladığımız, ortasında yuvarlak bir kürdanla delik delinmiş siyah bir kâğıt getirelim ve bu delikten, yakınımızda duran kalem ve uzakta duran nesneyi inceleyelim. Bir anda kalemin ucunun da, uzaktaki nesnenin de netleştiğini göreceğiz. Ne var ki, görüşümüz bir miktar kararacak. Fakat bu şekilde netlik derinliği kazanmış olacağız.

İşte bu basit metottan istifadeyle, kendimize bir optik netlik düzeltme aracı yapabiliriz. Işık geçirmeyecek, küçük, siyah bir karton veya kâğıt parçasının ortasını yuvarlak bir kürdanla delelim. Kâğıt parçasını, gözlüğümüzün tek camını tamamen kapatacak ve deliği, tam gözümüzün önüne gelecek şekilde camına yapıştıralım. Optik derinlik düzeltme aletimiz artık hazır. Yapacağımız iş bundan ibaret. Artık bu delikten baktığımızda hem uzak, hem de çok yakın mesafeyi aynı anda net görebiliriz. Tabi bu şartlarda ortam ne kadar aydınlık ve delik ne kadar küçükse, derinliğin o kadar arttığını görürüz.

Bu şartlarda, nişan almada, müsabakadaki rakiplerimize üstünlük sağlayacağımızdan emin olabiliriz. Ancak unutmamak gerekir ki, optik derinlik sağlayıcı aracı kullanmak için tek göz kullanmak, diğerini kapatmak zorunda kalırız.

Tetik ezme ve atış:
Atış kabinine girdiğimiz andan itibaren yanımızda kimse bulunmamalıdır. Bize yardımcı olacak veya atışımızı yakından izleyecek bir kimse varsa kesinlikle arka sol tarafımızda, bizden yeterince uzak bir yerde durmalıdır.

Şarjörlü silahlarla yapılan atışlarda, kovanın, silahın sağ tarafından dışarı fırlayacağı göz önünde bulundurulmalıdır.

Silah atışı, filmlerde gördüğümüz gibi olmaz! Yani silah atışında tetik çekilmez! “Tetik ezme” dediğimiz bir uygulama yapılır.

Horoz kuruluyken tetikte bir miktar boşluk vardır. Nişan aldıktan sonra yavaşça bu boşluğu aşacak ve parmağımız bir direnç görecek kadar tetik boşluğunu alırız. Bu noktada tetiğin üzerindeki parmağımızda basıncı gittikçe artırırız. ASLA TETİK ÇEKMEYİZ! Horoz ne zaman düşerse düşer, bizi ilgilendirmez. Bu zaman zarfında kolumuz da bir miktar sallanır, hedefin etrafında gezinir. Kendimizi zorlamadan hedef üstünde kalmaya çalışırız. Bu arada elimizin titremesi söz konusuysa bu da bizi ilgilendirmez. Zira elimizin bir miktar titremesi ve kolumuzun bir miktar oynayarak, arpacığın hedef üzerinde ve civarında gezinmesi son derece doğaldır. Kesinlikle elimizi sabit tutmaya ve titremesini engellemeye çalışmayız.

Bizi ilgilendiren tek şey, hedeften sapan gez ve arpacığı hedefe getirmeye çalışmaktan ibarettir. Bu arada dikkat edilmesi gereken en önemli şey, arpacık hedefe geldiğinde tetiği çekmemektir. Tetik, kendisi istediği zaman horozu düşürmelidir. Bu arada silahı sıkmamaya, elimizi rahat tutmaya çalışmalıyız. Bir de bu uğraş süremizin 10 saniyeyi geçmesi halinde atışı erteleyip, dinlenmeye geçmeliyiz.

Bu tarza “Tetik ezme” denir.

Tekrarlayalım: Tetiğe 10 saniye içinde gittikçe artan bir basınç uygulamayla, tetiğin horozu herhangi bir zamanda kendiliğinden düşürmesine “Tetik ezme” denir. En başarılı atış, bu şartlarda sağlanır.

Konuyu anlamak kolay ama uygulamak zordur. Hem de çok zordur. Çünkü:

Bir seri atış, beş mermi atışıyla yapılır. Hedefteki bu beş merminin isabet ettiği alan puanlarının toplamı başarı seviyemizi gösterir. Her atıştan sonra vücut ve dikkat yorgunluğu oluşur. En önemli yorgunluk, dikkat yorgunluğudur. Belki iki veya üçüncü atışlara kadar nefes, nişan alma ve tetik ezme usullerine uyduğunuzu; ancak dördüncü ve beşinci atışlarda bunlardan ya bir veya ikisine, ya da hiçbirisine uymadığınızı görürsünüz. Elinizin, beyninize itaat etmediğini; elinizin hedef üzerinde gezinmesi sırasında, hedef üzerine geldiği an tetiği çektiğinizi fark edersiniz.

Bu hataları ancak uzun çalışmalardan sonra düzeltebileceğinizi göreceksiniz.

Hareketli atış:
Genellikle, aceleciliğimiz nedeniyle, serbest atışı ilk başlarda küçümseriz ve hemen hareketli atışa özeniriz. İşte kocaman bir yanlış!.. Serbest atış bize disiplini ve vücudumuzu doğru kullanmayı öğretecektir. Her işte olduğu gibi bu konuda da sabırlı olmamız ve disiplin kazanmamız gerekir. Ancak bu disipline sahip olduktan sonra hareketli atışa geçebiliriz.

Hareketli atış konusunda çok durmayacağız. Temel birkaç konuyu ele almayı yeterli buluyoruz. Zira amacımız nişancı yetiştirmek değil, belirli bir disipline sahip olarak, yaptığımız işin bilincine varmaya yardımcı olmak... Nişancı yetişmek istiyorsak, bu iş zaten kitapla olmaz! Profesyonel ve ehliyetli kişilerden eğitim almak gerekir.

Hareketli atışlarda; serbest atışlardaki imkânların çoğuna sahip değilizdir. Bir kere, serbest atıştaki 10 saniyelik kararsızlık aşma süremiz yoktur. Böyle bir sürede hedef kaçmıştır. Ayrıca nefes kontrolü zorlaşmıştır. Optik derinlik düzeltme aracı kullanma şansımız yoktur. Zira iki gözümüzü de açık tutmak zorundayızdır.

Hareketli atışta üç çeşit söz konusudur.

Hedef hareketlidir, biz sabitizdir, Biz hareketliyizdir, hedef sabittir, Hem hedef hem de biz hareketliyizdir.
Poligonlarda, hareketli atışlarda çeşitli rejimler vardır. Bunlardan bir tanesi “Düşman-dost ayırımı” yapmak... Ancak her üç şartta da düşmanla dostu ayırt ederek, anî beliren hedefin dost mu, düşman mı olduğunu hatasız ve hızla kavramak amacımız olmalıdır. Anî beliren hedef düşman ise vakit kaybetmeden ateş etmeli; dost ise ateş etmemelidir. Bu becerileri kazanmak; serbest atışlarda başarı ve disiplin sağladıktan sonra mümkün olabilir.

Vaziyet alma:
Hareketli atışlarda, hedefi gördüğümüz an dururuz. Bacaklarımız hafifçe kırılmıştır; iki ayağımız arasında bir karıştan biraz fazla mesafe vardır. Silahı tutuşumuz aynen serbest atıştaki gibidir. Belden dönüş hareketi ile, kollarımızı çevirmeden hareketli hedefe yönelir, takip ederiz. Ancak bu durumda ellerimiz, bileğimiz ve kollarımız tamamen sabit olup, gözümüz önündeki arpacık her an gez içindedir. Tekrar ediyorum, takip, belden yapılacaktır. Belden yukarısı; kollar, bilek, başımız ve silah kilitlenmiş, hattâ adeta donmuştur. Göz-gez-arpacık hizası bir an bile bozulmaz.

Bu davranış, nişan almamızı son derece kolaylaştıracak, hedefi bulmakta vakit kazandıracaktır.

Nişan alma ve atış:
Serbest atıştaki gibi bu atış tarzında da tetik ezilir. Serbest atışta elde ettiğimiz el becerisi sebebiyle, tetik düşürürken silahın sallanmasını en aza indirmişizdir. Hedef arpacık önüne geldiğinde, hedefle birlikte belden yukarımızı döndürerek kısa bir süre hedefi takip ederken, dönüş hareketimizi hiç duraksatmadan, silah ateş alıncaya kadar, tetiğe uyguladığımız basıncı arttırırız. Hattâ silah ateş aldıktan sonra da hedefi bir süre takip etmeye devam ederiz. Bu arada; tetik ezerken, takibi bir an duraksatıp duraksatmadığımızı değerlendiririz. Bu süreçte hiç duraksamamış olmamız gerekmektedir.

Hareketli atışta tetik ezmek, serbest atışa göre çok daha zordur. Hareketli atışta tetik ezme süresi, hedefin hızına göre, 1-2; bilemediniz 3 saniyeyi geçemez. Serbest atıştaki gibi 10 saniyemiz yoktur, zira hedef kaçmaktadır. Bu beceri zamanla kazanılabilir.

Silah tutukluk yaptığında:
Silahın tutukluk yapması hali çok tehlikelidir. Bu durum şarjörlü silahlarda meydana gelir. Genellikle mermi hatasından meydana gelen bu durumu önceden kestirmek pek mümkün değildir.

Mermilerin kalite kontrolü sırasında hatanın gözden kaçmış olabileceği gibi silahın mekanizmasında meydana gelen bir arızadan da olabilir. Bu durum, çoğunlukla, merminin kapak takımıyla kabza arasında sıkışması şeklinde kendini gösterir. Yapılacak iş, kesinlikle silahı kurcalamadan derhal bir uzmana göstermektir. Bu durumdaki silahı bir yerden başka bir yere götürmek bile sakıncalıdır. Silahın namlusu güvenli bir yere dönük olarak elden bırakılmalı ve mümkünse uzman kişi, silahın yanına çağırılmalıdır.

Atış sonrası bakım:
Seri atışlarımız tamamlandıktan sonra poligonu terk etmeden önce silahımızın bakımını yapmamız gerekir. Barutun ateşlenmesiyle meydana gelen gazlar, silahın özellikle namlu içini kirletmiştir. Silah bakım odasına girilerek, silah şarjörlü ise, şarjör çıkartılır. Namluda mermi olmadığından emin olunur. Bunun için kapak takımı birkaç defa çalıştırılır ve namlunun arkası gözlenir. Namluda mermi kalmadığından emin olduktan sonra kapak takımı sökülür. Namlu içi kıl fırçayla temizlenir, kumaş fırçayla kalan tozlar alınarak parlatılır. Namlunu içine bakılarak, ayna gibi parladığından emin olunur. Yer yer barut izleri kalmışsa, işlemler bu sefer tel fırçayla tekrarlanır. Silah revolver ise sökülmez. Top yuvalarındaki kovanlar iticiyle itilerek boşaltılır. Namlu içi aynı şekilde temizlenir. Ancak toplu (revolver) silahlarda namlu çıkartılamayacağından içini görmek zordur. Zira namlunun arkasındaki horoz, ışığın içeri girmesine engel olur. Namlu içini görebilmek için, küçük, beyaz bir kâğıt parçası, namludan biraz uzak duracak şekilde horozla namlu arasına sokulur. Kâğıda vuran ışık, namludan içeri yansıyacağı için, namlunun ön tarafından bakıldığında yeterince temizlenip temizlenmediği izlenebilir.

Silah şarjörlü ise, kapak takımı yatakları ve horozu hareket ettiren mekanizmalar ince yağla hafifçe yağlanır. Yağın son derece az sürülmesine dikkat etmek gerekir. Silah şayet revolver ise, sadece tetik mekanizmasının yağlanması yeterlidir. Silah, bir hafta veya daha uzun bir süre kullanılmayacaksa, namlu içi de ince yağla yağlanır. Şayet bir yıl veya daha uzun süre kullanılmayacaksa, namlu içi daha kalın yağla yağlanır ve bir yağlı kâğıda sarılarak muhafaza altına alınır. Uzun süre saklanacak silahların şarjörleri boşaltılmış, horozları mutlaka düşürülmüş olmalıdır. Kurulu kalmış olan horozların ve dolu bırakılmış şarjörlerin yayları zamanla güç kaybına uğrarlar.

Mermilerin muhafazası:
Mermiler kesinlikle kuru bir ortamda ve mutlaka silahtan ayrı bir yerde muhafaza edilmelidir. Mermi kutuları 25’er adetlik olup karton veya plastik kutularda satılır. Uzun süre kullanılmayacak olan mermiler; kutularıyla birlikte ayrıca birkaç kat kâğıda sarılmalı, sonra da naylon poşetle korunmalıdır. Doğrudan naylon poşete konması sakıncalıdır, nem yapabilir.

Korumaya alınmış mermiler, mutlaka ve her şartta ateşten ve yüksek ısıdan uzak olacak ortamlarda muhafaza altına alınmalıdır.



Tabanca Taşıma ve Kullanma/Son Söz:

Silah, tehlikeli bir merak... Sadece merak sebebiyle silah sahibi olmanın doğru olmayacağı düşünülmelidir. Merak sahipleri, silah edinmek yerine poligonlarda bu meraklarını giderebilirler. Savunma için silah taşımanın da pek bir işe yaramayacağı bellidir. Ama mutlaka bir silaha sahip olacaksak da kurallara kesinlikle uymamız gerektiğini bir kere daha hatırlatmak doğru olur.

AB ülkelerinde silah taşımak mümkün değil. Biz de bütün yasalarımızı değiştirerek AB’ye girme çabasında olduğumuza göre, bu konuda hükümetlerin ne düşündüğü de doğrusu merak konusu. Şayet bugünkü silah yasasını değiştirip (silah taşıma yetkisini kaldırıp), AB’ye uyum sağlanacaksa, o kadar çok itirazla karşılaşılacaktır ki, sırf bu sebeple bile AB’ye girmemiz mümkün olmayabilir (tabi mutlaka girmemiz gerekiyorsa...)

Dileğimiz o ki, güvenlik güçlerinin dışında kimse silah taşımasın, silaha ihtiyaç duymasın...
Alıntı yapılan; Vikikitap... Düzenleyen @heidnisch & @iyx

Çevrimdışı menacex

Gold VIP
Instagram:
Discord:
RockstarTR:
Facebook:
Youtube:
Twitter:
Twitch:
Spotify:
Cinsiyet: Erkek
Köken: Alman
Son giriş: 20 Ocak 2025, 20:01
Toplam oynama: 12 gün, 13 saat
Birlik: (Yok)
Maxim Paul Lv.23
Cinsiyet: Erkek
Köken: Amerikan
Son giriş: 11 Ocak 2025, 03:11
Toplam oynama: 102 gün, 8 saat
Birlik: ***** *ANG
Ynt: Shqiponjat of Stranger Park
« Yanıtla #4 : 03 Ocak 2025, 21:48:55 »
huhuhuhuhuhu

Çevrimdışı Mintak

Gold VIP
Instagram:
Discord:
RockstarTR:
Facebook:
Youtube:
Twitter:
Twitch:
Spotify:
Cinsiyet: Erkek
Köken: Alman
Son giriş: 21 Ocak 2025, 01:04
Toplam oynama: 33 gün, 8 saat
Birlik: *** ***** *oyz
Drake Wil Lv.17
Cinsiyet: Erkek
Köken: Alman
Son giriş: 11 Ocak 2025, 23:31
Toplam oynama: 2 gün, 12 saat
Birlik: (Yok)
Ynt: Shqiponjat of Stranger Park
« Yanıtla #5 : 03 Ocak 2025, 22:46:01 »
bir mahalle hikayesi

Instagram:
Discord:
RockstarTR:
Facebook:
Youtube:
Twitter:
Twitch:
Spotify:
Cinsiyet: Erkek
Köken: Amerikan
Son giriş: 22 Aralık 2024, 18:33
Toplam oynama: 4 gün, 2 saat
Birlik: *** ***** *oyz
Ynt: Shqiponjat of Stranger Park
« Yanıtla #6 : 03 Ocak 2025, 23:15:21 »
çok canlar yanacak kardeşşş

Çevrimdışı MiriMontana

Oyuncu
Instagram:
Discord:
RockstarTR:
Facebook:
Youtube:
Twitter:
Twitch:
Spotify:
Axel Corte Lv.23
Cinsiyet: Erkek
Köken: Amerikan
Son giriş: 20 Ocak 2025, 02:27
Toplam oynama: 154 gün, 5 saat
Birlik: *** ***** *oyz
Miri Corte Lv.23
Cinsiyet: Erkek
Köken: Rus
Son giriş: 18 Ocak 2025, 21:52
Toplam oynama: 1 gün, 8 saat
Birlik: *** ***** *oyz
Ynt: Shqiponjat of Stranger Park
« Yanıtla #7 : 03 Ocak 2025, 23:17:06 »
başarılar kardeşlerim

Çevrimdışı Ronny_Roswell

Oyuncu
Instagram:
Discord:
RockstarTR:
Facebook:
Youtube:
Twitter:
Twitch:
Spotify:
Ynt: Shqiponjat of Stranger Park
« Yanıtla #8 : 03 Ocak 2025, 23:27:26 »
57 tayfa, her zaman olduğu gibi :fistbump:

Çevrimdışı rr18

Oyuncu
Instagram:
Discord:
RockstarTR:
Facebook:
Youtube:
Twitter:
Twitch:
Spotify:
Ynt: Shqiponjat of Stranger Park
« Yanıtla #9 : 03 Ocak 2025, 23:38:22 »
Ekip sağlam, keyifli roller.  :cheers2: